27 Mart 2012 Salı

Osmanlı’da Kayıt ve Arşiv Geleneği


Osmanlı’da Kayıt ve Arşiv Geleneği
Kuş kaçtı, Süt taştı, bardak kırıldı kavilinden gelişmeler bile kaydedilir olaylar günü gününe yazılarak saklanırdı.Çoğu zaman  tetkiki sıkıcı ama kimi kısımlarında son derece önemli olaylar kayıtlı ruzanameler (günlük) böyledir.

26 Mart 2012 Pazartesi

24 Mart 2012 Cumartesi

Teşkilat-ı Mahsusa üyesi Hasan Tahsin

Teşkilat-ı Mahsusa üyesi Hasan Tahsin
image00125.jpg

İzmir’de 15 Mayıs 1919’da işgal kuvvetlerine karşı ilk kurşunu atan, gerçek adı Osman Nevres olan gazeteci Hasan Tahsin’in Osmanlı’nın gizli örgütü Teşkilat-ı Mahsusa adına çalışırken, 15 Ekim 1914’te Romanya’da Buxton kardeşlere suikast düzenledikten sonra çekilen fotoğraf ve görüntüleri bulundu.

23 Mart 2012 Cuma

Türklerde ve Osmanlılarda Arma – Osmanlı Arması


Arma ilk osmanli armasi
II. Mahmud zamanında kullanılan Osmanlı armasının ilk şekli
Arma silah anlamına gelmekte olup denizcilik terimleri arasında kullanımı yaygındır. Istılahi anlamı ise, bir şahsa bir aileye bir şehre, bir hükümdar veya devlete mahsus ve değişik anlamlar ifade eden renkli, şekilli alamet demektir. Türkçe de arma sözcüğünün hem kelime hem de ıstılahî manası kullanılmaktadır. Fakat silah anlamında kullanılabilmesi için özellikle 3 parça silah (tüfek, kılıç, mızrak) olması ve duvarda asılı durması gerekir. Bu manadaki armanın eski Türkçe karşılığı ise ”ongun”dur. Farsça  “nişan” ve Arapça “alâmet” de aynı anlama gelmektedir.
Türklerde Avrupa da yaygın olduğu şekilde bir arma usulü bulunmamakla  birlikte, arma olarak kabul edilebilecek bazı nişan ve alametler vardır. Ancak Türk boylarında arma olarak hangi şekil ve nesnelerin kullanıldığına dair pek fazla malumat yoktur. Fakat arma yerine kullanıldığını söyleyebileceğimiz tuğ, bayrak ve tuğra mevcuttur.

İşte Time’a kapak olan Türkler

Mustafa Kemal Atatürk
(24 Mart 1923/21 Şubat 1927)

1923 yılında Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile tüm dünyada ses getirmişti. Time dergisi onu şöyle tanıtmıştı: “Mustafa Kemal Paşa; ‘Türk nerede kendisinin efendisidir?’ deyimine, her zamanki ‘cehennemde’ yanıtının yerine, ‘Türkiye’de yanıtını vererek bu sözün aksini ispat etti. O hiç şüphesiz modern tarihin en büyük isimlerinden biridir. Ve şimdi Türkiye’nin kazandıklarına sahip çıkmaya azimli olarak Batı’nın gizli güçlerine karşı duruyor.” Dergi 1927 yılında Atatürk’ü ikinci kez kapağına taşıdı. Bu sırada genç cumhuriyet hızla büyümesiyle övgü topluyordu.

22 Mart 2012 Perşembe

Onlar Savaşın Çocukları

Onlar savaşın çocukları... 

Filistinli, Iraklı, Türk, Kürt, Arap... hepsinin adı da aynı. Hepsi de aynı 
gökyüzünü paylaşıyorlar, bir avuç toprağı paylaşamayanların inadına... 


Patrona Halil isyanı nasıl oldu ? Ardından neler yaşandı ?

Patrona Halil isyanı nasıl oldu ? Ardından neler yaşandı ?
Patrona Halil ve arkadaşları Yeniçeri Ocağına da girerek burada bulunan askerleri yanına çekti. İsyancılar hapishanelerdeki mahkumları salıverdiler. Sayıları hızla artan isyancılar Sultanahmet’teki At meydanında toplandılar.


Osmanlı tarihine Lale Devri adı ile geçmiş olan dönem (1718-1730 ) İstanbul’da çıkan Patrona Halil isyanı ile sona erdi. Lale devri olarak bilinen bu dönemi sona erdiren isyanın çeşitli siyasi, ekonomik, sosyal ve idari sebepleri vardı.

20 Mart 2012 Salı

Hilal Taktiği



Ordu temelde üçe ayrılır ve merkeze en elit kuvvetler toplanır. Sağ ve sol cenah merkezden tamamen ayrılmamakla birlikte araya mesafe koyar. Merkezdeki kuvvetler hızlı

19 Mart 2012 Pazartesi

Fatih'in Şahi Topları


Fatih Sultan Mehmed çizimlerini bizzat kendisinin yaptığı devrin en büyük topunu evvelce Bizans hizmetinde bulunan Urbain isimli bir Macar yahut Ulah mühendisine, döktürmüştü. Bu topun Edirne’de dökülmesinde Mimar Muslihiddin Ağa , Saruca Paşa ve Urbain beraber çalışmışlardı.

18 Mart 2012 Pazar

Harem Bahçesine Düşen Cirit

 Osmanlı padişahlarından bazıları sahip olduğu meziyetler ile ön plana çıkarlar. Bilhassa silahşörlük alanında daha gençlik yıllarından itibaren iyi bir eğitim aldıkları bilinir. Fatih Sultan Mehmed’in Belgrad seferinde,yalın-kılıç düşman ordusunun içerisine daldığı ve pek çok askeri öldürdüğü tarihi kayıtlarda mevcuttur. Cem Sultan’ın gürz sallamada devrinin en önde gelenlerinden olduğu Cihannümâ isimli tarih kitabında geçiyor. Bu sultanlar arasında ihtişam ve kudretiyle ayrı bir yere sahip olan IV. Murad Han’ı unutmayalım. Zira attığı cirit çok uzaklara ulaşacak ve yaklaşık 30 metreden bir yumurtayı o zamanın tüfeğiyle vuracaktır…

90 saniyede Orta Doğu'da İmparatorluklar


kaynak:http://tarihvemedeniyet.org/2009/11/imparatorluklar-tarihi-90-saniyede-5000-yil/

Çanakkale'de savaşa 9 saat ara verilmişti

 





İki taraf da siperlerine çekiliyordu. Herbert o gün bulduğu dostlarıyla vedalaşırken Türkçe olarak "Şimdi gülüyorsunuz. Ama yarın beni vuracaksınız” dedi. Türklerin cevabı ise “Allah göstermesin” şeklinde oldu. 

17 Mart 2012 Cumartesi

OSMANLI TARİHİNİN DÖNEMLERİ VE PADİŞAHLARI

OSMANLI TARİHİNİN DÖNEMLERİ VE PADİŞAHLARI

1. Kuruluş Devri(1299-1453): Osman Bey’in Söğüt’te bağımsız hale gelmesinden İstanbul’un fethine kadar geçen süre.
DöneminPadişahları:

Çanakkale Geçilmez...

Facebook'tan gelen bildirim e-postalarından kurtulun

Her Facebook etkinliğinde gelen e-posta uyarılarından sıkıldınız mı? Facebook'ta yapacağınız birkaç ayarla bu e-posta yağmurundan kurtulabilirsiniz.

15 Mart 2012 Perşembe

2011 YGS TARİH SORU VE ÇÖZÜMLERİ


YGS 2011 Tarih Soru Çözümleri ile TRTKurumsal

Atatürk'ün hayat mücadelesi


Kalpten difteriye, sıtmadan zatürreeye onca hastalığı da yendi.


 57 gibi erken bir yaşta vefat eden Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümüne neden olan hastalık siroz olabilir. Fakat siroza yakalandığında ve bundan önce çeşitli sebeplerden birçok hastalıkla mücadele etti ve onları yendi. Beş kardeşinden Makbule (Atadan) hariç, dördünü erken yaşlarda kaybettiği düşünülürse (Fatma 4, Ahmet 9, Ömer 8, Naciye 12 yaşlarında), Atatürk'ün hayatla kavgası daha iyi anlaşılabilir.

Daha önce hiç görülmedi!



Daha önce hiç görülmedi!

Çin'in güneyinde keşfedilen fosil, insanlığın bilinen tarihinde yeni bir çığır açabilir, çünkü...


Çin’in güneybatısındaki iki mağarada bulunan Taş Çağı’ndan kalma fosilleşmiş insan kalıntıları, insanın tarım yapmaya başladığı döneme kadar yaşamış yeni bir insan türüne işaret ediyor.

13 Mart 2012 Salı

Atatürk'ün Hayatı

Atatürk'ün Doğumu
Ali Rıza Efendi 
Zübeyde Hanım
Makbule Atadan

Makbule Atadan


Mustafa Kemal Atatürk'ün kız kardeşi olan Makbule Atadan, 1887 yılında Selanik'te doğdu. Balkan Savaşlarından sonra, annesi Zübeyde Hanım'la birlikte Selanik'ten ayrılarak İstanbul'a yerleşti. Cumhuriyet'in ilanından sonra ağabeyinin isteği üzerine, annesiyle birlikte Ankara'ya geldi. Bir süre Atatürk'ün yanında kalan Makbule Atadan, daha sonra Çankaya Köşkü arazisi içinde kendisi için yaptırılan Çamlı Köşke yerleşti.
1930'da Atatürk'ün isteğiyle Fethi Okyar'ın kurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkasına giren Makbule Hanım birkaç ay sonra parti kapatılınca siyasetten çekildi ve 1935'de milletvekili Mecdi Boysan ile evlendi. Makbule Atadan'ın ağabeyi Atatürk ile ilgili anıları "Büyük Kardeşim Atatürk (1952)" ve "Ağabeyim Mustafa Kemal (1952)" adlarıyla yayımlandı. 1956 yılında 69 yaşında öldü.

Zübeyde Hanım


Zübeyde Hanım
Zübeyde Hanım 1857 yılında Selanik'te doğdu. Orta Anadolu'dan göç ederek, Selanik'in batısında Arnavutluk sınırına yerleştirilen yörüklerden, Hacı Sofi ailesinden Feyzullah Ağanın kızıdır. Selanik'te Gümrük Muhafaza Teşkilatında memur olan Ali Rıza Efendi ile evliliğinden beş çocuk sahibi oldu. Fatma ve Ömer'i daha küçükken kaybetti. 1888 yılında Mustafa ilkokuldayken kocasını da kaybeden Zübeyde Hanım, zaman zaman çocukları ile birlikte kardeşi Hüseyin Ağa'nın çiftliğine giderdi. Bu sırada, Atatürk'ün ifadesiyle; iyi kalpli bir insan olan Ragıp Bey'le evlendi. Kızlarından Naciye de çok yaşamadı.
Balkan harbinden sonra, birçok Türk ailesi gibi, kızı Makbule ile birlikte Selanik'ten göç etti ve İstanbul'a gelerek Beşiktaş-Akaretler'de bir eve yerleşti. Milli Mücadele yıllarında Ankara'ya gelen Zübeyde Hanım, 1919'da ayrılmak zorunda kaldığı oğlunu, yıllar sonra Ankara'da Devlet Başkanı olarak gördü. 14 Ocak 1923'te tedavi amacıyla gittiği İzmir'de 66 yaşında vefat etti.

Ali Rıza Efendi


Ali Rıza Efendi 1841 yılında Selanik'te doğdu. Söke'den Selanik'e yerleşmiş Türkmenlerden "Kırmızı Hafız" lakaplı Ahmet Efendinin oğludur. İlkokulu Abdi Hafız Mahalle Mektebinde okudu. Selanik'te Evkaf İdaresinde katiplik, sonrada Gümrük Muhafaza Teşkilatında memurluk yaptı. Memurluğu sırasında, Hacı Sofi ailesinden Feyzullah Ağa'nın kızı Zübeyde Hanımla evlendi.
1876 yılında da Selanik Asakir-i Milliye taburunda subay olarak görev alan Ali Rıza Efendi, daha sonra da kereste ticareti yapmaya başladı. Zübeyde Hanım'dan beş çocuğu oldu. Çocuklarından Naciye, Ömer ve Fatma fazla yaşamadı. Sadece Mustafa ve Makbule hayatlarına devam edebildi. Ali Rıza Efendi, 1888 yılında, tek oğlu Mustafa Kemal ilkokulda okuduğu sırada, rahatsızlandı ve öldü.

Atatürk'ün Doğumu ve Ailesi


Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1881 yılında, Selanik'te Kocakasım Mahallesi, Islahhane Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu. Selanik yerlilerinden olan babası Ali Rıza Efendi, Söke'den Selanik'e gelmiş Türkmenlerden "Kırmızı Hafız" lakaplı Ahmet Efendinin oğludur. Annesi Zübeyde Hanım ise 1871 yılında Selanik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş, Hacı Sofi ailesinden Feyzullah Ağa'nın kızıdır.
Gümrük Muhafaza Teşkilatı'nda memurluk yaparken Zübeyde Hanımla evlenen Ali Rıza Efendi, 1877 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan önce de Selanik Asakir-i Milliye Taburunda da subaylık yapmıştır. Daha sonraları kereste ticareti yapan babası 1888 yılında öldüğünde Mus tafa yedi, kız kardeşi Makbule bir yaşında idi. Diğer kardeşleri Naciye, Ömer ve Fatma küçükken öldüler. Zübeyde Hanım oğlunun başarılarını gördükten sonra, tedavi görmek için gittiği İzmir'de 14 Ocak 1923 günü 66 yaşında hayata gözlerini yummuştur. Makbu le Hanım (Atadan) ise 1956 yılına kadar yaşamıştır.

2012 KPSS Tarih Facebook Sayfamız Açıldı!!






2012 KPSS'de Tarihten 30'da 30 net hedefiyle bilgi paylaşımı yapabileceğimiz ve soru çözebileceğimiz bir paylaşım paltformu açıyoruz...Sayfamıza buradan ulaşabilirsiniz.

12 Mart 2012 Pazartesi

İstiklal Marşı'nın İlk Bestesi

TBMM'nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda kabul edilen, Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı İstiklal Marşı'nın ilk bestesini Ali Rifat Çağatay, halen yürürlükte olan ikinci bestesini ise, Osman Zeki Öngör yaptı.İstiklal Marşı'nın kabulünden sonra marşın bestelenmesi için yarışma düzenlendi. Yarışmaya 24 besteci davet edildi. 24 besteci, Mehmet Akif'in şiirini değişik biçimlerde besteledi. Ancak, Kurtuluş Savaşı'nın devam etmesi, Meclis'in Kayseri'ye taşınmasının gündeme gelmesi üzerine yarışma sonuçlandırılamadı. İstiklal Marşı'nın Ali Rifat Çağataş tarafından yapılan ve 6 yıl kadar kullanılan, Acemaşıran makamında alaturka türdeki ilk bestesi, gramafonların taş plaklarına da kaydedildi. Az sayıda hazırlanıp Türkiye'de piyasaya sunulan taş plağın üzerinde, Arap harfleri ve Latin harfleriyle 'Ali Rifat İstiklal Marche' yazısı yer alıyor. Plağın diğer yüzünde ise Sakarya Marşı bulunuyor. Vedat DOĞAN/KAYSERİ,DHA

Osmanlı Padişahları

1) Osman Gazi
Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Osman Gazi 1258′de Söğüt’te doğdu. Babası Ertuğrul Gazi, annesi Hayme Hatun’dur. Osman Gazi uzun boylu, yuvarlak yüzlü, esmer tenli, ela gözlü ve kalın kaşlıydı. Omuzları arası oldukça geniş, vücudunun belden yukarı kısmı aşağı kısmına oranla daha uzundu. Başına kırmızı çuhadan yapılmış Çağatay tarzında Horasan tacı giyerdi. İç ve dış elbiseleri geniş yenliydi.

2012 Öğretmen Atamaları



Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer öğretmen atamalarına ilişkin yaptığı açıklamada Ağustos ayında kadro verilirse öğretmen atamalarının yapılacağını söyledi.

PDF dokümanları üzerinde online işaretlemeler yapın.

Bir ödev veya proje için başkalarına gönderdiğiniz ve üzerine notlar eklemesini istediğiniz PDF'leriniz için size harika bir online araç sunuyoruz. Bu sayede PDF'leri bozmadan herkes dokümanlar üzerine notlar ekleyebilir


10 Mart 2012 Cumartesi

Ermeni İsyanı Belgeseli (TTK)

TARİH SÖZLÜĞÜ


TARİH SÖZLÜĞÜ
A
Abide: Gelecek nesillere bir olayı hatırlatmak için dikilen anıt
Abluka: Bir ülkenin veya bir yerin dışarı ile olan her türlü bağlan­tısını kuvvet kullanarak kesme, kuşatma
Acemi Ocağı: Osmanlılarda yaya kapıkulu askerlerine kaynak ol­mak üzere kurulan teşkilat XIV yüzyılda Çandarlı Kara Halil veMolla Rüstem’in teşebbüs ve çalışmaları üzerine I. Murat zama­nında kurulmuştur.
Adem-i Merkeziyet: Merkeze ait genel hizmetlerden ve yürütme yetkilerinden bir bölümünün yarı özerk ve bağımsız taşra cirimle­rine bırakılması

Son tanık da yok!

Son tanık da yok!

Milli Mücadele’nin son tanıklarından Salih Kuru, tedavi gördüğü hastanede vefat etti
Son tanık da yok! Milli Mücadele döneminde İnebolu’dan Çankırı’ya kağnıyla cephane taşıyan dedesinin yanından ayrılmayan Kuru, 2 hafta önce verdiği röportajda şunları aktarmıştı:

Kubilay Olayı

Cumhuriyet'in İlanı Nasıl Duyuruldu?

Mustafa Kemal, 28 Ekim akşamı yemek esnasında; “Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz!” dedi ve hazır bulunanların köşkten ayrılmasının ardından konuyla ilgili olarak, yanında kalan İsmet İnönü ile birlikte 5 saatlik bir çalışmanın ardından bir kanun metni hazırladı.